Roma İmparatoru Augustus zamanında en görkemli günlerini yaşayan Efes, Helenistik ve Roma çağının mermer ile yapılı anıtları ile donatılmıştır. Efes, Roma döneminin en önemli liman kenti idi. Ancak M.S. 4. yüzyılda Küçük Menderes ve Marnas çayından gelen Alüvyonlar ile dolması nedeniyle denizden uzaklaştı. Limanların kullanılamaması ticaretin gerilemesine neden oldu.
Bizans döneminde Selçuk Ayasuluk Tepesi’ne taşınan Efes Antik Kenti, 1330 Yılında Türklerin hakimiyetine geçti. 3000 yıllık tarihe sahip Efes Antik Kentindeki Hadrianus Tapınağının girişinde bulunan Frizde Kuruluş Efsanesi aşağıdaki sözlerle ifade edilmiştir.
“Atina Kralı Kodros’un cesur oğlu Androklos, Ege’nin karşı yakasını keşfetmek ister. Önce, Delfi Kenti’ndeki Apollon Tapınağı’nın kahinlerine danışır. Kahinler ona, balık ve domuzun işaret ettiği yerde bir kent kuracağını söyler. Androklos bu sözlerin anlamını düşünürken Ege’nin lacivert sularına yelken açar. Kaystros (Küçük Menderes) Nehri’nin ağzındaki körfeze geldiklerinde karaya çıkmaya karar verirler. Ateş yakarak tuttukları balıkları pişirirlerken çalıların arasından çıkan bir yaban domuzu, balığı kaparak kaçar. İşte kehanet gerçekleşmiştir. Burada bir kent kurmaya karar verirler.”